çok aylar sonra

yazının hatırına buradayım. yazmadıklarımın… çok zaman sonra, zorlayıcı bir kendimleyim. anlamamakta ısrarcıyım ama hayata küfretmekle geçecek ömür, sanki. sadece ben mi? ya da 7 milyardan biri gibi mi? neden’leri tüketemedim, sürüyle baloncukları buldu soru işaretleri. yazının hatırına, aynı şeyleri yazmak için buradayım. plavi orkestrası çalıyor, tanımıyorum onları, saraybosnalılarmış. türkçesi ‘yazık oldu’ çalan şarkının. o söyledikçe nasıl’lar, neden’ler, kim’ler çoğalıyor bellekte. bekleyişler, sevinçler, hayaller, yürekler artıyor düşüncede. bi’ camüs gerekti şimdi, ama okunmayacak biliyorum. nasıl yazmadıysam, aynen okumayacağım. zorlayıcı kendim, bir ‘cansız’ büyütüyor galiba. engel olamaksızın içimde. ne olursa olsun hayaller var. hayaller. hayal… ne yazıyorum, bunu da bilmiyorum. müziğin sarhoşuyum. çok mu? hayatı zapturapt altına almaya çalışmanın ahmaklığını sarhoşlukla telafi etsek… bu da mı çok?